İnternetle ilk tanışmam çevirmeli ağlar ile olmuştu. Sanırım sene 1995 idi. Eve bilgisayar almanın lüks sayıldığı dönemler kapanmak üzereyken zar zor biriktirdiğim para ile ilk kişisel bilgisayarımı almıştım. Bilgisayarın internet olmadan bir işe yaramayacağını o zamanlar farkederek bir de internet abonesi olmuştum. O dönemler (yeni nesilin hatırlayamayacağı) modemlerle ‘civ civ’ öten özel bir sesle bağlantı kurardık. Hızımız ise önceleri 16, sonra 32, sonra da 56 kbps oldu.
Teknoloji gelişti, köprülerin altından çok sular aktı. ADSL ile tanışmam 2004 yılında olmuştu. Çevirmeli ağdan sonra ADSL bana çağ atlamak gibi gelmişti. Öncelikle telefon meşgul çalmıyordu. Ayrıca kesintisiz ve hızlı bir internete sahiptik. Daha anlatamayacağım birçok avantajı vardı ADSL’in. Bazı sıkıntı ve teknik sorunlara rağmen genel olarak ADSL’den memnundum.
Aslında yakın zamana kadar yine memnumdum. Ancak geçen yıllarda önemli bir değişim olmuştu: Cep telefonu yaygınlaşmıştı. Önceleri lüks olan cep telefonu (1000 dolara ortalama bir telefon alabiliyordunuz) hem donanım olarak pahalıydı hem konuşma ücretleri yüksekti. Artan rekabet, değişen piyasa şartları 2011 yılına gelindiğinde 29 liraya 1000 dakika (örneğin Avea’nın en son kampanyalarından birinde bu seçenek var) sunmaya başlayınca dengeler değişti tabi.
Son aylarda farkettim ki ev telefonunu sadece şehir dışında olan eşimin ve benim ailelerimizi aramak için kullanıyoruz. Bizi arayan ise yok denecek kadar az. Daha önce işyeri numarası olan telefonumuzu sık sık arayıp ‘bilmem ne ambalaj mı’ diyenleri saymazsak kimsenin aramadığı bir telefonumuz var. Hiç arama yapmasak ödediğimiz para 20 lirayı buluyordu. Sonunda kararımı verdim ve telefonu kapatmayı kafama koydum. Ama işim ve özel hayatım gereği yoğun olarak internet kullandığımdan onun için bunun için bir alternatif bulmam gerekiyordu.
Epey bir süredir farklı alternatifler araştırıyordum. Bunlardan ilki merakla beklenen ama çıktığında da bir işe yaramayacağı anlaşılan Yalın ADSL meselesi oldu. Malum ADSL sahibi olmak için mutlaka telefon abonesi olmanız gerekiyordu. Yalın ADSL bu zorunluluğu kaldırıldı. Ama bu hizmetten faydalanmak için ayda ortalama 15 lira maliyeti olan bir ücret ödemek gerekiyordu. Bu kadar yıldır teknoloji işindeyim ama bu maliyeti hala anlayabilmiş değilim. ‘Bakım maliyeti’ falan diyor Türk Telekom ama yıllar önce çekilmiş bir bakır kablonun nasıl bir bakım maliyeti var bilemiyorum. Ayrıca böyle bir maliyet olsa bile (personel de işin içine eklenirse olabilir) her abone başına 15 liralık rakam çok yüksek.
Konuyu dağıttım galiba biraz. Mevzuya dönecek olursak: Her ay anlamsız yere 20 liraya yakın telefon parası ödemek bana saçma gelmeye başlamıştı. Üstelik ev telefonunu sadece şehir dışında yaşayan ailelerimizi aramak için kullanıyorduk. Elimdeki alternatiflere baktım ve aşağıdaki sonuçları gördüm:
- Telefona veda etmeden önce TTNET’in Yalın ADSL kampanyalarını inceledim (TTNET’in hizmetlerinden memnundum. Üstelik Tivibu gibi katmadeğerli servisler ilgimi çekiyordu. Bu bakımdan ilk alternatifi yine TTNET’ten baktım). Ama benim isteğim kotada bir alternatif yoktu ne yazık ki. Olanlar da zaten 2 farklı seçeneğe sahip. Ayrıca 12 ay sonra yine Yalın ADSL ücreti ödemeye başlıyorsun. Çok mantıklı gelmedi yani.
- Alternatifler içinde Yalın ADSL’i eleyince (aylık 20 liraya yakın bir maliyeti var) alternatif operatörlere hedefe aldım. Ancak onlarda da varolan kampanyaların çoğunda telefon vardı. Olmayanlarsa TTNET benzeri kampanyalarla geçici sürelerle Yalın ADSL ücreti almıyorlardı. Bu opsiyonu da eledim.
- Üçüncü opsiyon olarak fiber araştırması yaptım. Malum Türkiye’de Superonline tarafından belli illerde ve bölgelerde bu hizmet sunuluyor. Superonline’ın fiyatları ve hızları ile ilgili bilgi burada mevcut. Sitede 10 MBit’ten başladığı yazıyor ama telefonla ararsanız en düşük hız 20 Mbit olarak söyleniyor. Bu arada 1 aydır bu sitedeki hızlar güncellenmedi. Sanırım yeni tarifeler için BTK’dan izin süreci bekleniyor. 20 MBit sınırsız tarife (Adil kullanım limiti 100 GB) için istenen ücret ise 49 TL. Tabi 2 yıl sözleşme yapmanız gerekiyor. İsterseniz telefon hizmeti de alabiliyorsunuz (ki bence çok gereksiz). En mantıklı çözümün bu geldi.
- Kablonet aboneliği ise bir diğer seçenek. Bu da aynen fiberde olduğu gibi genelde belli bölgelerde verilebiliyor (fiziksel altyapı kurulması gerektiğinden). Oturduğum bölgede bu hizmet de vardı. Ama tarifelerin karışıklığı, istediğim paketlerin olmaması gibi etkenler beni Kablonet abonesi olmaktan alıkoydu. Örneğin 10 MBit’e kadar sınırsız tarife 99 TL gibi ‘fantastik’ bir fiyata sahip. Diğer fiyatlar ise burada. Bu ve benzeri sebepler beni kablonetten soğutan önemli bir etken oldu.
- Öte yandan benim gibi birisi için pek uygun olmasa da ara sıra internet ihtiyacı olanlar için farklı bir alternatif daha var: 3G. Her operatörün sattığı 3G modemlerden bir tane alıp bunu, örneğin Airties’ta bulunan Air 4420-3G gibi bir cihaza bağlarsanız (detaylı bilgi burada) evinizde birden fazla cihazla internete kablosuz olarak bağlanabiliyorsunuz. Ancak burada en önemli sorun 3G kotalarının hala pahalı olması. Eskiye göre fiyatlar epey düştü ama yine de yüksek rakamlardan söz etmek mümkün. Örneğin Avea’da faturasız hatlar için 1 GB data paketinin fiyatı aylık 9 TL. Sadece e-posta alıp/gönderme ya da arada Facebook’a girip bir şeyler yapanlar için 1 GB yeterli olabilir. Ama daha fazla kota gerektiğinde fiyat katlanarak artıyor.
Yukardaki opsiyonlar biri belki sizin için daha uygun olabilir. Herkesin şartları farklı. Benim içinse en mantıklı çözümü fiber olarak göründüğünden o yönde bir karar aldım ve geçiş yaptım. Hızdan ve sunulanlardan şimdilik memnunum. 49 liraya 20 Mbit hız fazlasıyla iyi geldi.
Bu arada bir dönem sahip olmak için aylarca sıra beklenen, ancak hatırlı tanıdıklar yardımıyla satın alınabilen telefon hatlarının günümüzde anlamını yitirmesi ve külfet olarak görülmesi de geldiğimiz noktayı göstermesi açısından önemli. Hey gidi günler diyesi geliyor insanın.
Öte yandan uzun vadede ADSL teknolojisinin giderek kan kaybedeceğini söyleyebilirim. Telefon dayatması bunun en önemli sebeplerinden biri. Ancak devletin telefon hizmetlerinden ciddi anlamda vergi alıyor olması piyasayı regüle eden BTK gibi kurumların fiyatlandırma çalışmalarında etkili oluyor. Bu yüzden ‘maliyet’ ve benzeri sebepler öne sürülerek ek vergiler alınmaya devam ediliyor. Ancak uzun vadede bu hem Türk Telekom, hem TTNET hem de devlet için abone ve gelir kaybı doğuracaktır. Benden söylemesi.
Teşekküerler bu yazı için. Bende aynen sizin gibi düşüyorum, gerekirse ttnet taahütünü bozup geçmeyi göze aldım. Bu yazıyı paylaşıyorum plusta paylaşıyorum. Ttnetin bu telefon dayatması gerçekten sonu olacak.
TTnet artık kaliteli bir hizmet veremiyor. Superonline Fiber İnternet bölgesinde olanlar zaten TTnet te durdukları her saniyesi hata demektir. Umuyorum ki Fiber İnternet kısa zamanda daha geniş bölgelere hizmet vermeye başlar.
Ben bu yazıyı büyük bir ilgi ile okudum ve sonunda naçizane yaşamış oluğum tecrübeyi paylaşma ihtiyacı duydum.
Ben 1 ay öncesine kadar fiber internet abonesi idim. Tayin nedeni ile fiber olmayan bir bölgeye geçtim ve mecburen (vermiş olduğum Taahhüt nedeni ile9 süperonline ADSL’e geçmek zorunda kaldım. Ve sizinde belirttiğiniz gibi kullanmayacağım (10 aydır kullanmıyordum zaten) telefon için abonelik ücreti ve bir de ADSL abonelik ücreti ödemek zorunda olunca önceden ne kadar ucuz internet kullandığımı fark ettim. Ve bölgesinde fiber alt yapısı olan herkese vakit geçirmeden fiber internete geçmesini öneririm.
Bende TTNet’ten kurtulmak istiyorum ama maalesef mümkün değil. Alternatifleri aynı alt yapıyı kullanıyor, uydunet deseniz benim olduğum yerde yok…