close

Bugünlerde bir hengamedir gidiyor sosyal alemlerde. Herkesin dilinde bir Google+ muhabbeti var. Arkadaşlardan da benzer sorular gelmeye başlayınca tek tek anlatmak yerine buraya yazayım dedim. Bu sayede Google+ nedir, nasıl kullanılır, ne işe yarar gibi sorulara toplu bir cevap vermiş olurum diye düşündüm.

Google+ [artı işaretini Plus (İngilizce) ya da artı (Türkçe) olarak da okuyabilirsiniz] Facebook’a rakip olmak için Google tarafından geliştirilen yeni bir sosyal ağ. Temelde işlevi arkadaş oluşturmak ve bunlarla paylaşımlar yapmak (aynen Facebook’ta olduğu gibi). Bunu biraz karışık bir şekilde yaptığını belirteyim. Benim gibi işi gücü teknoloji olan biri için bile biraz karışık geldi arayüzü. Tabi burada asıl önemli olan Google’ın da sosyal medyaya bir şekilde girme isteği. Aslında Google arama ve diğer alanlarda sosyal medyada önemli bir oyuncu olsa da ana oyunculardan biri değil. Şimdiye kadar aradıklarımızı bulmaya çalışmanın ötesinde fazla bir faaliyeti olmadı.

Öte yandan Google’ın geçtiğimiz yıllarda başlattığı ama daha sonra kapattığı Wave ( hayatımda gördüğüm en karışık arayüzü olan sosyal ağdı bence) adındaki bir sosyal ağ projesi de bulunuyor. Benzer şekilde halen aktif olan ve Gmail ile entegre çalışan Buzz adını verdiği bir denemesi daha var ki o da çok popüler olmadı olamadı. Demek ki güç ve para her zaman yeterli olmayabiliyor.


Google’ın hazırladığı resmi Google+ videosu 

İşte Google+ projesi ile bizzatihi olarak sosyal ağlardan pay kapmaya çalışıyor Google. Bu alanda ne kadar başarılı olacağı tartışmalı. Henüz bir haftalık bile olmayan Google+ ile ilgili olumlu ve olumsuz eleştiriler yapılıyor. Beğenen de var beğenmeyen de. Kişisel fikrime geçmeden önce genel olarak Google+’ın özelliklerini sıralamak istiyorum:

  • Google+’ı kullanmak için mutlaka Gmail adresinizin olması gerekiyor. Şimdilik davetiye yöntemi ile çalışan Google+’da davetiye alsanız bile ‘Beta kullanıcı limitimiz doldu, daha sonra tekrar deneyiniz’ mesajı alıyorsunuz. Burada firmanın verdiği izlenim sanki çok yoğun bir talep varmış ve beklemeniz gerektiği yönünde. Hatta ben de davetiye almama rağmen 2 gün sonra üye olabildim. Elbette bu pazarlama operasyonun bir parçası. Bu sayede Google, bu yeni hizmetini biraz üst seviyede konumlandırmak istiyor  ki bu anlamda başarılı olduğunu söyleyebilirim.
  • plus.google.com adresine girdiğinizde karşınıza basit bir arayüz çıkıyor. Bu arayüzde sol tarafta fotoğrafınız ve listelerinizi görebileceğiniz bölüm bulunuyor. Üst tarafta ise Ana Sayfa, Fotoğraf, Profil ve Circles ikonları bulunuyor.
  • Fotoğraf bölümünden Picasa Web Albüm ya da diğer mecralardaki fotoğrafları paylaşabiliyorsunuz.
  • Profil bölümünde ise Google profiliniz görünüyor ki bugüne kadar atıl olan bir kavramdı Google profil. Google+ ile birlikte profiller de önemli hale geldi.
  • Circles kısmı ile Google+’ın en önemli bölümlerinden biri. Arkadaşlarınızı burada açacağınız Circle yani Daireler içine ekliyorsunuz. Böylece kakafoni olmuyor ve dağınık bir şekilde duran arkadaşlarınızı istediğiniz bir mantıkla bir araya getirebiliyorsunuz.
  • Sol menüde bulunan Sparks bölümünde ise konulara göre ayrılmış başlıklar var. Burada seçtiğiniz başlıklarla ilgili yayınları takip ediyorsunuz. Hoş olmuş.
  • Sağ menüde bulunan Hangouts ise arkadaşlarınızla cideo konferans yapmanıza imkan tanıyor. Bunun için webcam gereksinimi olduğunu hatırlatmama gerek yok sanırım.
  • Bu yazıyı hazırladığım tarihte Google+’a Twitter ya da Facebook gibi ağları bağlayamıyorduk. Daha doğrusu bağlıyoruz ama akış içinde bu ağlarda yazdıklarımızı göremiyoruz. Şimdilik bu mümkün değil.

Sosyal mecralar son yılların yükselen trendi. Artık çok daha fazla insan Facebook, Twitter ve benzeri ağlarda vakit harcıyor. Firmalar da bu pastadan pay alabilmek adına  ciddi anlamda yatırım yapıyorlar. Google+ da böyle bir hizmet. İnternet devi Google’ın en son projesi olan Google+, önemli bir yere gelebilecek gibi görünüyor. Ancak arayüzünü karışık bulduğum bu yeni sosyal ağ, Facebook kadar kullanışlı gelmedi bana. Bence bir sosyal ağın en önemli özelliğinin basit olması gerektiğini düşünüyorum. Facebook’un en önemli özelliği bu basitliği. Google+ ise pek basit bir arayüze sahip değil. Bu basit olmayan arayüz yaygınlaşmasının önündeki en büyük engel.

Bu arada eğer beni de Google+ listenize eklemek isterseniz adresim de burada: http://gplus.to/ozgurcetin

Konuyu toparlamak gerekirse; her anlamda sosyal mecraların çekiliğinden pay almak isteyen Google’ın en son hamlesi Google+ oldu. Tutar mı tutmaz mı şimdiden kesin bir şey söylemek zor. İlk izlenimlerim biraz daha güncellemeye ihtiyacı olduğu yönünde. Belki ilerleyen günlerde yapılacak güncellemelerle daha iyi bir noktaya gelebilir Google+. Ama şu bir gerçek ki  internet devi Google’ın bu hizmete sonuna kadar destek vereceği söylenebilir.

 

Tags : artıfacebookgoogleözgür çetinplussosyaltwitter

4 yorum

  1. blogum gezerek-aydin-laniyorum bloguma yazilarima bakiyorum goole arti orani mesela bi yazida 2 ama sayfayi yeniledikten sonra arti 1 oluyo. bunun nedeni ne? simdiden tesekkurler ellerine saglik

  2. Google Plus ile ilgili sayfanızda backlink çalışması yapmak istiyoruz. Detaylar için lütfen iletişime geçin. İletişim için – marketing@sadeceon.com

Bir yorum yazın