close

İşim gereği zaman zaman PR yani Halka İlişkiler şirketleriyle muhatap oluyorum. PR sektöründe bizim gibi editörlere bakış açısı zaman zaman farklı şekillerde olabiliyor. Müşterileri için önemli olan basın toplantısına kaç gazetecinin (kelle sayısı) geldiği, kaç yerde haber olduğu, kaç sitenin haber yaptığı falan gibi bilgiler önemil olduğundan zaman zaman kullanıldığım hissine de kapılıyorum. Prensip olarak firmalar ve PR ajansları ile arama mesafe koymaya çalışan biriyim. Bu mesafe önemli zira yarın aynı firma hakkında olumsuz bir haber yazmak zorunda kalırsam elimin titrememesi lazım.

İşin bir diğer yönü ise kullanılmak. Basın toplantısı olduğunda 10 kere cepten arayan, gelip gelmeyeceğimi soran PR yetkilileri (ki genelde prezantabl bayan arkadaşlar yapıyor bu işleri), sizin bir sıkıntınız ya da firma ile görüşme talebiniz olduğunda o kadar da cana yakın olmayabiliyorlar. Prensip olarak PR’ın bize, bizim de PR şirketlerine ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Yaptığım işlerde de samimiyete önem veren biriyim. Ama bu samimiyeti çoğu zaman karşı taraftan bulamadığımı belirteyim. İyi niyet her zaman kötüye ne yazık ki kullanılıyor.

Bu bakımdan son dönemde basın toplantılarına gitmeme kararı da aldım. Çok istisnai firmalar ve çok önemli olaylar olmadığı sürece toplantılara katılmıyor. Topantılarda kelle sayısı önemli olduğundan böyle bir şeyde kendimi kullandırtmak da istemiyorum. Ayrıca toplantı adı verilen şeylerin bir çoğu ‘şöyle uçtuk, böyle kaçtık’tan öte geçmediği ve yemek yeme, hediye alma olaylarına döndüğü için gerekli de bulmuyorum. Hatta bu hediye olayı öyle bir boyuta gelmişti ki ismi bende saklı olan bir firma toplantı mailinin altında ‘şu ürünü hediye edeceğiz’ gibisinden bir ibare bile koymuştu. Sonradan özür dilediler ama ne fayda.

Türkiye garip bir ülke. Herşey belli çıkarlar çerçevesinde dönüyor. İyi iş yapmak, güzel şeyler oluşturmak o kadar da önemli değil. Yazdığım incelemeleri okumayan o kadar firma varki. Neyse.

Yine de ümitliyim ben bu ülkeden. Elbet birgün biz de bilgiye ve  insana önem vermenin gerekli olduğunu anlayacağız. Anlamalıyız da…

Tags : Basınhaberhalka ilişkilerinternetözgür çetinprtoplantı

Bir yorum yazın