close

Herhalde ev telefonu kullanıp da faturalardan şikayetçi olmayanımız yoktur. Ben de sabit telefonlardan alınan vergiler ve bu yüzden kabaran faturalardan şikayetçiy(d)im. Ancak ne olduysa 3 ay önce oldu ve birgün ev telefonum çaldı. Numaraya baktım 0 312 ile başlıyor. Hayırdır inşallah dedim. Ankara’da tanıdıklarımız da yok ama. Neyse. Arayan bayan Türk Telekom adına bize bir teklif yapmak istediğini söyledi: Bizim kullanım alışkanlıklarımızı incelemişler ve en çok şehirlerarası görüşme yaptığımız belirlenmiş (güzel bir çalışma tebrik ediyorum kendilerini). Şehirlerarası 3000 dakika, şehiriçi 100 dakika verelim size ayda vergiler dahil 27 TL ödeyin dedi.

Birkaç saniye içinde düşündüm taşındım ve ‘taahhüt yok değil mi’ diye sordum ve hayır cevabını alınca tamam dedim. İlk ay 45 TL fatura geldi. Sebebini sorduk, ‘şehiriçi görüşme limitini aşmışsınız’ dediler. Tamam olabilir dedim. İkinci ay 35 TL fatura geldi. Yüzüm biraz gülmeye başladı (çok az konuşsak bile 35 TL’den aşağı fatura gelmiyordu). Üçüncü ay (Temmuz) ayında ise 28 TL fatura geldi. Tamam dedim. Oldu bu iş.

Elbette bu yazının konusu benim faturalarımı nasıl düşürdüğüm değil. Türk Telekom’un bu tip tarifeleri neden duyurmadığı. Sonradan araştırıp öğrendiğime göre benim dahil olduğum tarife Jetvell 100 Plus. Ancak Türk Telekom’un sitesinde (bu yazı hazırlandığı gün ve saat itibariyle) böyle bir tarife yok. Yani Jetvell 100 Plus ürkiye tarifesi ile ilgili bilgi var ama bu tarifenin farklı seçenekleri olduğuna dair bir ibare ya da bilgi yok (varsa ve çok gizli bir yerdeyse de ben görmedim). Ancak internette yaptığım araştırmada onlarca farklı telekom bayinin böyle bir tarife (ve farklı tarifelere) ilişkin bilgiler verdiğini gördüm (bakınız: http://korcaniletisim.net/256-tarife-paketi-degistirme-formu-submenu). İşin ilginci bu tarifelerden 100, 200, 300 ve 600 adı altında farklı seçenekler de bulunuyor. Bütün tarifelerde şehirlerarası konuşma dakikası 3000. Şehir içinde ise ismindeki kadar dakika konuşuyorsunuz.

Kaba bir hesap yapınca bu tarifelerin çok mantıklı olduğunu söylemek mümkün. Ancak nedense Türk Telekom bunları duyurma konusunda pek istekli değil (benzer bir durumu cep telefonu operötürlerinde de görüyorum). Aslında bu konu sadece Türk Telekom’a has bir durum da değil. Büyük şirketlerin çoğu daha fazla para kazanma ihtimalleri varken daha azına razı olmuyorlar ve genelde kullanıcı memnuniyeti yerine ceplerini doldurmayı tercih ediyorlar. Ancak kısa vadede karlarını artıran bu firmalar ne yazık ki uzun vadede müşteri kaybediyorlar. Hatta günümüzde tarifeler o kadar çok seçenekli ki içinden kendinize uygun olanını seçmek için ciddi bir istatistik ve matematik eğitimi almış olmanız gerekiyor.

Bugün ADSL alana telefon zorunluluğu olmasa kaç kişi evinde sabit telefon kullanır merak ediyorum. Benzer şekilde cep telefonu operatörünüz sizi enayi yerine koyduğu sürece nereye kadar onunla çalışma konusunda ısrarlı olursunuz?

‘Bugünü kurtarırım yarın ne olursa olsun’ devri çoktan geçti. İnternetle insanlar dünyada neler oluyor takip ediyor. Karşılaştırma yapıyor ve uygun görmediği markaları anında terk edebiliyor. Bence Türk firmaları da artık bunun farkına varıp müşterilerini ‘yolunacak kaz’ olarak görmekten vazgeçmeli.

Tags : adsljetvellözgür çetinsabit telefontarifetürk telekom

1 Yorum

Bir yorum yazın