close

Markalar konusunda fanatikliği sevmem ve doğru bulmam. İlla ‘şu marka ayakkabı giyeyim’, ‘şu marka bilgisayar kullanayım ‘ ya da ‘şu marka araba kullanayım’ gibi zorunluklarım da yoktur. Beğendiğim ve severek kullandığım markalar olsa da bu konularda çok takıntılı olmamak gerektiğine inanıyorum.

Aynı durum telefon için de geçerli. Neredeyse futbol takımları gibi fanatiklerin türediği bu alanda, en iyisinin kendi kullandıkları modeller olduğu konusunda iddialı insanlar var. Elbette bir markayı sevmek gayet normal ama fanatizm ayrı bir konu ve  hastalık derecesinde olmaması gerekiyor.

Telefonda tercihim ise 2008 yılından beri Android işletim sistemi. Bunun birçok sebebi var. Bu yazımda Android işletim sisteminin (bana göre) artı ve eksilerini anlatacağım.

Android ‘in bana göre avantajları:

Esneklik: Android’i diğer mobil işletim sistemlerinden ayıran en önemli özellik bu bence. Sistem fazlasıyla esnek ve kullanıcıya birçok şeyi (tabi yeterli bilgisi varsa) yapma imkanı sunuyor. Arayüz düzenlemelerinden cihazla ilgili en ince detaylara kadar birçok değişikliği bizzak kendiniz yapabiliyorsunuz. Ancak bunun bir yan etkisi de var: Eğer konuya vakıf değilseniz bu düzenlemeleri yapmanız çok zor. Ayrıca bu esneklik Android’li cihazları dış saldırılara karşı daha da açık hale getiriyor.  Çünkü birçok mobil işletim sisteminin aksine internetten bulduğunuz uygulamaları cep telefonunuza yükleyebiliyorsunuz. Bu ise hem avantaj hem dezavantaj.

Avantaj çünkü mutlaka Market bağlantısına ihtiyacınız olmuyor. Bir dönem Türkiye’den Market’e erişimin mümkün olmadığını düşündüğümüzde mantıklı bir çözüm olmuştu. Dezavantaj çünkü kötü niyetli yazılımlar da bu sayede cep telefonunuza yüklenmiş oluyor (bu konuyu ilerleyen satırlarda detaylı olarak anlatacağım).

Fiyat/Performans oranı: Android cihazların en sevdiğim yönlerinden biri fiyat/performans skalasının mantıklı olması. Birden fazla üretici olduğundan (bu bazen sıkıntı olabiliyor) farklı özellik ve fiyat seçeneklerinde cihazlar bulmak mümkün. Bu da benim açımdan Android işletim sistemini mantıklı hale getiriyor.  Sanılanın aksine elektronik eşyalara çok para harcamayı seven biri değilim. Bir telefona 1500-2000 TL gibi rakamlar vermeyi (istisnai durumlar dışında) çok mantıklı bulmuyorum. Bu anlamda uygun fiyat seçeneklerinin olması önemli bir ayrıntı benim için.

Google entegrasyonu: Android’in en beğendiğim yanı hiçbir üreticinin sunamadığı kadar detaylı Google entegrasyonu. Takvim’den Adres Defteri’nize kadar detaylı bir senkronizasyon listesi varki benim gibi Google eksenli bir hayat yaşayan biri için bu hayati bir öneme sahip. Bu alanda Android’in eline kimse su dökemez. Bunun boş bir iddia olduğunu düşünmeyin iOS, Symbian ve Windows Phone’lu telefonlar kullandığım için hepsinin özelliklerini biliyorum. Gerçektende bu anlamda Android en başarılısı.

Bu konudan da bahsettiğim ve daha önce yazdığım cep telefonundaki numaraları yedekleme isimli makalemi okuyabilirsiniz.

Farklı mod seçenekleri: Android’in özellikle teknolojiyi iyi kullananların en sevdiği özelliği işletim sistemininin özelleştirilebiliyor olması. Birçok yazılımcı mod adı verilen yeniden düzenlenmiş işletim sistemi üretiyorlar. Hatta bunların bazıları orjinal yazılımlardan da iyi oluyor. Örneğin Cayonagen isimli grubun ürettiği modlar gerçekten başarılı ve birçok kişi tarafından orjinal yazılımlar yerine tercih ediliyor. Bu anlamda Android’in çok başarılı olduğunu belirteyim.

Android’in bana göre dezavantajları:

Arayüz karmaşık: Android’in en çok eleştirilen yönü bu karmaşıklık. Gerçekten de benim gibi işi teknoloji olan biri değilseniz Android’i kolay bir şekilde kullanmanız biraz zor. Menüler karışık, ayarlar ise birden fazla menünün altında bulunuyor ki bazılarına ulaşmak için cambaz olmak gerekiyor. Üreticilerin bazıları menüleri kendilerine göre değiştirdiğinden genel olarak aynı olsa da bazı ufak detaylarda farklılıklar olabiliyor. Bu da aradığınız özellikleri bulmanızı zorlaştırabiliyor. Uzun lafın kısası: Android’li bir telefonu iPhone’da olduğu kadar kolay kullanmak biraz zor. Bu da sokaktaki vatandaşın tercihini genelde iOS’tan yana (parası varsa) kullanmasına sebep oluyor.

Cihaz seçenekleri çok fazla: Yukarıda bu seçeneklerin fazla olmasının iyi olduğunu ifade etmiştim. Ancak bu bir yandan kötü de oluyor. Sebebi ise ekran boyutu ve teknik özelliklerin farklı olması. Piyasada 40-50 farklı Android telefon bulunuyor ve en az 20 farklı konfigürasyon mevcut. Bu da uygulama geliştiriciler için sıkıntı olabiliyor. Bu bakımdan örneğin iPhone’da gördüğünüz bir uygulamanın Android sürümü olamayabiliyor. Bunun en önemli sebebi bu cihaz karmaşası. Gerçi Google bu sıkıntıyı Android 4.0 sürümü ile çözecek gibi görünüyor ama onun da yaygınlaşması için biraz zamana ihtiyaç var (Android 4.0’da cihaz boyutu sorun olmaktan çıkıyor. Bu aynı zamanda tablet/telefon ayrımını da ortadan kaldırıyor. Tabi sonuçlarını görmek lazım. Net bir şey söylemek için erken). Konuyla doğrudan ilgili olmasa da Android tabletlerle ilgili bir yazı kaleme almıştım. Merak edenler buraya bakabilir.

Saldırılara Açık: Dışarıdan uygulama dosyalarının yüklenebiliyor olması Android işletim sisteminin en büyük handikapı. Aynı zamanda avantaj olan bu durum, spyware gibi zararlı özelliklerin de farkedilmeden yüklenmesini sağlıyor ki çok tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor. Hatta bu olay o kadar ileri gitti ki geçtiğimiz günlerde Android Market’te bile trojanlı 22 adet uygulama bulunmuştu. Özellikle böyle bir telefonunuz varsa Market dışında yüklediğiniz uygulamalara dikkat etmekte fayda var diye uyarayım.

Yani bu kadar sözün özü şudur: Android güzel bir işletim sistemi ve Google ürünleriyle fazlasıyla haşır neşir oluyorsanız tercih edebileceğiniz bir seçenek. Ancak arayüzü teknik detaylara girmeyi sevmeyenler için biraz karışık. Ama ‘teknik benim işim’ diyorsanız hiç durmayın deneyin derim.

 

 

Tags : androidapplecihaziOSişletim sistemiMobilözgür çetintablettelefon

5 yorum

  1. oldukça faydalı bir yazı olmuş. android için son şansın 4. sürüm olduğunu düşünüyorum, sürüm karmaşası ve cihazlar arasındaki farklılıklar bitmezse android biter. elime aldığım her cihazda farklı sürüm ve farklı özellikler görmek bıktırdı açıkçası. ayrıca google’ ın inadı sonucu türkiye’ de hala sunulmayan hizmetler de android’ in en büyük sıkıntılarından biri. markette ücretsiz sunulan uygulamaların tamamına yakını işe yaramaz, beş kuruş etmez uygulamalar. ücretlilere türkiye’ den erişilemiyor. sesli navigasyon hizmeti ile google haritalar hizmeti bir türlü kavuşamadı… daha çok şey sayabilirim. umarım android yeni sürümle birlikte toparlanır, yoksa iOS’ un ardından çok nal toplar.

  2. bu bilgisayar , telefon işleriyle aram iyidir . yaşlıda değilim hatta daha çocuğum ama android miş , falan hiç ilgilimi çekmedi araştırmadım da ama sanırsam geleceğin mobil teknolojisi diye düşünüyorum

  3. android bir kasıntı bir işletim sistemi gibi, iOS da çok uygulama ile hız da pek azalma olmazken androidte çok uygulama yüklersem telefon sanki yavaşlıyor gibi geliyor…

  4. insanlar iOS’a oldukça bağımlı hale geldiğinden ve android’e önyargılı yaklaştığından popülaritesi daha yavaş ivmelerle artıyor. insanlar önyargılarını atabilse anlayacaklar hepsinden iyi olduğunu. yazınız çok güzel, teşekkürler..

  5. bi şeyi inanılmaz merakiç yol göstermeyecekmi
    ediyorum acaba özgür çetinin s2 sinde root varmı ve sizce root yararlımı zararı veya dezavantajı varmı ve bence tüm androidçilerin yöneldiği root için özgür çetin gibi bir ikonun yorumu olmayacakmı yani bize h

Bir yorum yazın