close

NTV’de çalıştığım yıllarda yönetimin bir hayali vardı: Her bir muhabir hem video çeksin, hem radyoya, hem internet sitesine, hem de dergi ve benzeri mecralara içerik üretsin. Bu ‘dahiyane’ fikri muhtemelen maliyetleri azaltmak için ortaya attılar ama bu proje hiçbir zaman hayata geçmedi.

Ancak biraz piyasa şartları biraz da kişisel meraktan bir nevi Cevat Kelle (gençler bu ismi hatırlamayabilir ama popüler bir Levent Kırca parodisi kahramanıydı. Üzerinde birçok şey taşıyan bir kameramandı kendisi. Konuyla ilgili videoyu buradan izleyebilirsiniz) haline geldim. Dizüstü bilgisayarım, fotoğraf makinem, bir iki aksesuarla dünyanın her yerinden yazılı ya da videolu içerik üretebilecek bir seviyeye çok şükür ulaştım

Açıkçası bu konuda bana yardımcı olan birinci etken teknolojinin gelişmesi oldu. Biraz yenilikleri takip etmek, içerik üretme tarzımda yaptığım bir iki değişiklikle beraber Cevat Kelle’nin de ötesine geçmeyi (o sadece kameramanlık yapıyordu) başardım. Elbette gelişen dünyada alınacak çok mesafe var ve her geçen gün öğrenmemiz gereken birçok konuyla karşılaşıyorum.

Videolu içerik üretmeye başlamam 2008 yılına kadar gidiyor. O dönem bir televizyon kanalında yayınlanan Bilişim Dünyası isimli programda videolu incelemeler yaparak başladım bu işe. İlk video örneklerimden birini aşağıda görebilirsiniz:


Elbette ilk dönemler daha amatör ve tutuk olsam da aynı işi sürekli yapanlarda olduğu gibi yıllar içinde bu alanda epey ilerleme kaydettiğimi söyleyebilirim. Daha sonra birçok mecrada videolu içerikler ürettim. Halen üretmeye devam ediyorum.

Son bir yıldır ise Al Jazeera’nın Bilim ve Teknoloji sayfaları için haber hazırlıyorum (sevgili arkadaşım Müfit Yılmaz Gökmen ile birlikte). Bu haberlerin bir kısmı videolu röportajlardan oluşuyor. Bazen bir kişi ile yaptığım bir röportaj, bazen de bir etkinlik için hazırladığım (fuar, konferans ve benzeri) videolar yayınlanıyor.  Konuyla ilgili bir örnek burada, diğeri de burada.

Kullandığım ekipmanlar

Video üretimi için tercih ettiğim ana kamera Canon EOS 5D Mark II. Özellikle son 1 yılda hazırladığım bütün röportajlarda bu cihazı kullandım. 5 Mark II yeni bir ürün değil. Hatta üzerine 5D Mark III bile çıktı. Ama benim işim için fazlasıyla yeterli. Üzerinde 24-105 mm bir objektifi olan bu fotoğraf makinesi ile güzel bir şekilde içerik üretilebiliyor.

Video içerik üretiyorsanız kayıt sırasında ses seviyesini gerçek zamanlı olarak görmek ve dinlemek önemlidir. Ne yazık ki 5D Mark II’de kulaklık çıkışı bulunmuyor. Bunun da çözümü var: Magic Lantern isimli bir yazılım güncellemesi cihazın Av çıkışını ses verecek şekilde ayarlamanızı sağlıyor. Buraya takacağınız bir kulaklık sesi dinlemeniz anlamında fayda sağlıyor. Bu arada 5D Mark III’de standart olarak kulaklık çıkışı olduğunu belirteyim.

Neden DSLR?

Video için kamera kullanmak yerine neden DSLR kullandığımın cevabına gelince: Bu cihazların sunduğu esneklik benim için daha önemli. DSLR bir cihazla az ışıklı bir ortamda bile (özellikle diyaframı açık bir objektifiniz varsa) çok daha iyi sonuç alabiliyorsunuz. Video kameralar bu anlamda biraz nazlı. Yine de bu biraz kişisel tercih meselesi. Video kameralar da gayet iyi sonuç veriyor. Hangisini kullanacağınız size kalmış.

DSLR modellerin videodaki en büyük sorunu otomatik netlik. Konunun sabit olduğu çekimlerde sıkıntı olmasa da hareketli konu ya da hareketli kameraman senaryolarında DSLR cihazların biraz daha geliştirilmesi gerekiyor. Son yıllarda teknoloji çok ilerlese de DSLR cihazlarda video modunda hareket eden nesnelerin otomatik olarak takibi ve netliği tam anlamıyla gelişmedi. Manuel netlik yapmak bir çözüm ama bu da pratik değil.

Öte yandan ben aynı zamanda fotoğraf da çektiğim için (bazen haberler için foto galeri yapmak gerekebiliyor) kamerayı ayrı fotoğraf makinesini ayrı taşımak istemiyorum. Zaten ekipman kalabalığını azaltmak istediğimden bunu yapmam mümkün olmuyor. Bu bakımdan fotoğraf makinesi ile video çekmek benim için daha uygun bir çözüm.

Bu arada 5D Mark II ağır geldiği için (24-105 mm objektifle beraber 2.5 kg) elimden çıkarıp aynasız bir fotoğraf makinesine geçmeyi planlıyorum. Aynasız modeller hem daha hafif, hem de video konusunda DSLR cihazlara göre daha başarılı sonuçlar verebiliyorlar. Ocak ayında ABD’de düzenlenen CES’te kullandığım bir ürün olan Sony A7’yi çok beğendim. Mikrofon ve kulaklık çıkışı, Full HD video ve birçok gelişmiş özellik beğenimi kazandı. Aynasız full frame bir model olan cihazla ilgili henüz son kararımı vermedim. Hala araştırıyorum.

Işık, mikrofon ve diğer aksesuarlar

Videolu içerik üretecekseniz mikrofonsuz bir çözüm düşünülemez. Eğer canlı ses yerine video çekip üzerine konuşmayı tercih edecekseniz çok gerekli olmayabilir ama röportaj, canlı ses kaydı ve diğer her türlü durum için mikrofon gerekiyor. Ses olayı ayrı bir uzmanlık gerektiren ve içine girdiğinizde derya olduğunu göreceğiniz bir alan. Bu konuda uzman olduğumu da iddia etmiyorum (ses mühendislerine ayıp olur). Bütçeniz sınırlıysa 3.5 mm  stereo bağlantısına sahip kablolu bir yaka mikrofonu ile işe başlayabilirsiniz. Bu tarz mikrofonların kablosuz sürümleri de var ancak onların maliyetleri 600-700 dolar civarında. Yaptığınız işe ve bütçenize göre tercih edebilirsiniz.

Yukarıdaki gibi bir mikrofon 100 TL civarında bir fiyat etiketine sahip.
Yukarıdaki gibi bir mikrofon 100 TL civarında bir fiyat etiketine sahip.

Ayrıca yaka mikrofonuna ek olarak el mikrofonuna da ihtiyacınız var. Çünkü yaka mikrofonları (genelde) dış sesi çok alıyor. Bu da gürültülü mekanlarda yapılan çekimlerde sorun oluşturan bir durum. Bunu engellemenin bir yolu da el mikrofonu kullanmak. El mikrofonları dış sesleri az alacağı için özellikle gürültülü mekanlarda çok işe yarıyor.

Dışarıdan gelen sesleri yok etmek ya da azaltmak için boom adı verilen sadece belli bir alandaki sesleri alan mikrofonlar da var. Ancak benim gibi sürekli hareket halinde olan ve video dışında birçok içerik üreten tek kişilik dev kadrolar için boom çok mantıklı değil (büyük ve ağır oluyorlar). Benim gibi içerik üretiyorsanız kullandığınız ekipmanların sade, hafif ve çok fonksiyonlu olmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Boom biraz daha profesyonel ekiplerin işi.

Öte yandan ses için özel ses kayıt cihazları da var. Genelde filmlerde kullanılan bu yöntemi amatör olarak tercih edenler de gördüm. Ses sorununu büyük oranda çözen bu yöntem biraz meşakkatli ve aynı gün içinde birden fazla video üretiyorsanız sizi zorlayacak bir yöntem. Yine de böyle bir yöntemin olduğunu da hatırlatmak istedim.

Ses için yukarıdaki gibi harici kayıt cihazları da bulunuyor.
Ses için yukarıdaki gibi harici kayıt cihazları da bulunuyor.

Işık olarak LED lambalardan oluşan 120-200 TL aralığında alabileceğiniz bir ürün kullanıyorum. Flaş yuvasına takılan bu ışık özellikle röportaj ve birkaç metrelik yakın çekimlerde işe yarıyor. Küçük ve hafif olması benim için önemli bir artı. DX.com üzerinde benim Türkiye’den aldığım LEDli lamba çözümü satılıyor. Bunun aynısını kullanıyorum. Öneririm.

Tripod ise video çekimlerinde olmazsa olmazlardan biri. Ama çok büyük alana sahip fuar ve benzeri alanlarda yerde sabit olarak durabilen monopod çözümlerini de öneririm. Hatta bire bir röportaj yapmayacaksanız standart bir monopod bile yeterli olacaktır. Kameranın optik imaj sabitleme özelliği varsa monopod kullanımı daha da kolay hale geliyor.

LED lambalardan oluşan bir çözüm günlük kullanım için fazlasıyla yeterli oluyor.
LED lambalardan oluşan bir çözüm günlük kullanım için fazlasıyla yeterli oluyor.

Çekim sonrası

Genelde kendi çektiğim videoları kendim montajlıyorum. Kullandığım iki yazılım var. Adobe Premier ve Edius. Premier (bütün Adobe ürünlerinde olduğu gibi) iyi bir sistem kaynağı istiyor. Ama sunduğu özellikler fazlasıyla yeterli. Edius sistem kaynağı anlamında daha mütevazi ama hız anlamında biraz daha iyi. Hangisi kullanacağınıza karar vermek size kalmış. Ben ağırlıklı olarak Premier tercih ediyorum.

Bu iki yazılım dışında daha basit bazı düzenleme yazılımları da bulunuyor. Bunları da tercih edebilirsiniz. Ama profesyonellerin genelde bu iki yazılımı (efekt gerekiyorsa Adobe After Effects de var) kullanılıyor.

Halen bazen kamera arkasında bazen de kamera önünde içerik üretmeye devam ediyorum. Ürettiğim içeriklerde edindiğim teknik bilgilerin işe yaradığını belirteyim. Sanatla ilgili bir bölüm mezunu değilim. Ancak bu alanda kendimi geliştirmek için Açık Öğretim Üniversitesi İkinci Üniversite bölümlerinden olan Fotoğrafçılık ve Kameramanlık okuyorum. Özellikle kitaplarda çok güzel bilgiler var. Bilgi ve tecrübe dağarcığıma yeni eklemeler yapıyorum. Öneririm.

Yukarıda yazdıklarım tamamen kişisel fikirlerim olsa da benzer içerik üretmek isteyenlere yardımcı olabilecek ipuçları içeriyor. Uzun araştırmalar ve bazı acı deneyimlerle edindiğim tecrübeyi burada paylaşarak benzer iş yapmak isteyenlere bir fikir vermeyi amaçlıyorum. Bulduğum yöntem, aksesuar ve cihazlar benim işime yönelik özel çözümler. Sizin farklı bir ihtiyacınız olabilir. Ona göre düzenleme, ekleme, çıkarma yapmanız gerekebilir.

Video konusunda merak ettiklerinizi bana iletebilir ya da bu sayfanın altındaki yorum bölümüne yorum olarak yazabilirsiniz.

Tags : bilişim dünyasıDSLRiçerikincelemeışıkkamerantvTelevizyontripodvideo

6 yorum

  1. Çok açıklayıcı bir yazı olmuş ellerinize sağlık Özgür bey. Yazılarınızı ilgi ile takip ediyoruz vermiş olduğunuz bilgiler için teşekkür ederiz. Canon 5D Mark ile video görüntü kayıdı almak için (mono kayıt yapıyor) harici mikrofon ne tavsiye edersiniz ?

  2. yeşil bir perde önünde çekim yapmak için ek bir ihtiyaç var mı? çekim sonrası bu yeşili değiştirmek için premier veya edius yeterli olur mu?

    selamlar

  3. Teşekkür ederim Zehra. Ben Karaköy’den ses ve mikrofon ekipmanları satan bir yerden 150 TL’lik bir yaka mikrofonu aldım. Gayet de başarılı. Stereo girişi olması yeterli oluyor. Mono konusunu da Premier’de Fill Left komutu ile çözüyoruz.

    Sinan, yeşil perde şart değil. Ne tarz bir video oluşturmak istediğine göre değişiyor. Ben yeşil perde olayını pek sevmiyorum. Doğal fonları tercih ediyorum. Ama doğru rengi bulursan, ışık ve diğer şartlar da uygunsa Edius ya da Premier zemini silme işlemini rahatlıkla yapar. Biraz deneme yanılma yapmak, biraz da üzerinde uğraşmak lazım.

Bir yorum yazın